Prof. Dr. Emre: ‘Güneş ışınlarına maruz kalmak deri kanserlerinin gelişimini tetikliyor’

Uzmanlar, yaz aylarında artan yüksek sıcaklıklarda uzun mühlet bulunmanın ve güneş ışınlarına ağır bir formda maruz kalmanın birçok sorun oluşturabileceğini dikkat çekiyor. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Selma Emre, yaptığı açıklamada, güneş ışınlarının olumlu tesirlerinin olmasının yanı sıra uzun müddet maruz kalma durumunda birçok olumsuz ve ziyanlı tesirlerinin de olabileceğini tabir etti.

Yaz mevsiminde güneşten korunmanın biraz daha kıymet arz ettiğini lisana getiren Emre, güneş ışınlarının ziyanlı tesirlerinin ortasında en değerli durumun deri kanserlerinin gelişimini tetiklemesi olduğunun altını çizdi.

EN TESİRLİ KORUNMA SAATLERİ

Güneş ışınlarından korunmanın birçok yolu olduğunu belirten Emre, “En tesirli korunma güneş ışınlarının en ağır geldiği saatler olan saat 10.00 ile 16.00 ortasında güneşe açık alanlarda bulunmamak. Bunun dışında giysilerle korunmak mümkün. Giysilerle korunurken de giysilerin özellikleri çok değerli. Ne kadar beden alanının kapattığı da değerli lakin giyilen giysinin, kumaşın dokusu, dokumasının kalınlığı, renginin koyu olması, yapısı değerli. Yünlü ve sentetik giysiler daha düzgün koruyuculuk sağlıyor. Tekrar giysinin kuru olması daha uygun koruyuculuk sağlıyor. Bunun yanında şapkalar, gözlükler ve şemsiyeler üzere gölgelik sağlayan yardımcı esirgeyici ekipman kullanılabilir. Son yıllarda bizim işimizi kolaylaştıran ve daha tesirli yol olan güneş kremleri ve losyonları ile korunmak mümkün” dedi.

GÜNEŞ ESİRGEYİCİ ALIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Prof. Dr. Emre, çok fazla geniş çeşitlilikte güneş kollayıcı içerikleri olduğuna vurgu yaparak, “Çok fazla çeşitli etken unsurları var. Çok kıymetli olması değerli değil, içeriği değerli. Güneş esirgeyici alırken dikkat edilmesi gereken en kıymetli şey kişinin özelliklerine uygun olması. Örneğin çocuklarda ve hamilelerde deriden emilmeyen, fizikî bariyer oluşturan ve güneş ışığını yansıtan mineral filtreler tercih edilmeli. Öbür bireylerde de deriden emilerek tesir gösteren, kimyasal tepkiyle ultraviyole ışınlarını deriden uzaklaştıran organik filtreler tercih edilmeli. Zira organik filtrelerin kozmetik kullanılabilirliği daha kolay daha uygun. Mineral filtreler her ne kadar deriden emilmiyor ve alerjik tepkilere sebep olmuyor olsa da deri üzerinde bir renkli katman oluşturduğu için her vakit kolay tolere edilemeyebilirler” tabirlerini kullandı.

Güneşe çok fazla maruz kalındığını birinci evvel deride yanma, kızarma ve kaşınma üzere belirtilerden anladıklarını kaydeden Emre, deriyi serin tutmanın değerli olduğunu söyledi. Ayrıyeten Emre, ağrı ve yanma üzere durumlarda ağrı kesici kullanılabileceğini de söz etti. Emre, Şiddetli tepkilerde ise kesinlikle doktora başvurulması gerektiğinin de altını çizdi.

“BAZI BİREYLER GÜNEŞTEN KORUNMAYA ÇOK DAHA FAZLA DİKKAT ETMELİ”

Güneş kollayıcı eserlerinin birebir saat sıklığında kullanılmaması gerektiğini aktaran Emre, “Bu ortamın güneş alma durumuna, kişinin güneş altında geçireceği mühlete, kişinin ekstra olan güneşe hassaslık yapan hastalıkların varlığına nazaran değişiyor. Birtakım bireylerin güneşten korunmaya çok daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Örneğin, bir kişi güneş altında uzun müddet vakit geçirecekse güneş kremi bir mühlet sonra güneş ışınlarının ve sıcağın tesiriyle bozuluyor ve koruyuculuk özelliği kalmıyor. Hasebiyle güneş altında çalışıyorsa yahut tatil yapıyorsa ve suyla da temas varsa güneş kreminin tesiri süratlice kaybolacağı için 2-3 saatte bir yenilenmesini öneriyoruz” dedi.

“İLK 6 AY BEBEKLERDE GÜNEŞ GÖZETİCİ HİÇBİR FORMDA ÖNERMİYORUZ”

Yaş kümelerine nazaran de güneş kremi kullanımının farklılaştığını söz eden Emre, “İlk 6 ay bebeklerde güneş esirgeyici hiçbir halde önermiyoruz. Güneş de önermiyoruz. 6 ay ve 2 yaş ortasında bebekler için olan ve mineral filtre içeren güneş kremleri kullanılabilir. Birtakım tıbbi ek takviyeler içeren güneş koruyucuları var. Bunlar kimi hastalıklara özel üretilmiş oluyor. Örneğin kişinin bir deri kanseri geçmişi varsa yahut ailesel yatkınlığı varsa kansere karşı esirgeyici özellikte içerikli olanlar tercih edilebilir. Lekelenmeye yatkın bir cildi varsa lekeli ciltlere özel eserler tercih edilebilir. Tekrar bizim çok sık karşılaştığımız ve tedavilerimizde aksatan akneli ciltlerde güneş hami kullanımı var. Akneli ciltlerde çok fazla yağlı eserlerin kullanılması akneyi artırabiliyor” açıklamasında bulundu.

“GÜNEŞ KREMLERİNİN KANSEROJEN TESİRİ CANLIDA GÖSTERİLEBİLMİŞ DEĞİL”

Güneş kremlerinin kanser yaptığına dair toplumsal medyada birtakım paylaşımlar yapılabildiğini de tabir eden Emre, “Güneş kremlerinin kanserojen tesiri canlıda gösterilebilmiş değil. Şuan da kullanılan kremler ortasında kanserojen olduğu gösterilen yahut bilinen etken husus yok lakin geçmişte laboratuvar koşullarında kanserojen olabileceği gösterilen eserler kullanılmış. Çok uzun yıllar evvel bunların kullanımı tek edilmiştir. Tam bilakis güneş kremi kullanıldığında kanser yapan güneş ışınlarından korunabiliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.